Eskişehir'de çoğaltılan yerel çeşitler çiftçilere kazandırılıyor.
- Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı'nın (BEBKA) destekleriyle Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsünce yürüten projede karakterizasyonu yapılarak çoğaltılan yerel çeşitleri, çiftçilerle buluştu.
- Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Buğday Islahçısı Dr. Savaş Belen:
- "İklim değişikliği tehlikesiyle karşı karşıyayız, bizi ciddi kuraklık tehlikesi bekliyor. Yerel çeşitlerimiz gerek buna karşı yapacağımız ıslah çalışmalarda genitör olarak, gerekse doğrudan kullanılarak, kuraklığa karşı bizim garantimiz olacak."
Eskişehir'de faaliyet gösteren Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen "Yerel Çeşitlerinin Toplanması, Karakterizasyonu, Yerinde Korunması ve Katma Değerinin Arttırılması" projesi kapsamında 3 ilden toplanan yerel çeşitler, karakterizasyon ve çoğaltma çalışmalarının ardından bölgedeki çiftçilere dağıtılıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansının (BEBKA) desteklediği Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsünce 3 yıl önce başlatılan "Yerel Çeşitlerinin Toplanması, Karakterizasyonu, Yerinde Korunması ve Katma Değerinin Arttırılması" başlıklı projede, çevre illerden toplanan yerel çeşitler çiftçiler eliyle toprakla buluşuyor.
Kaybolma tehlikesi altındaki yerel tahıl, baklagil ve sebze tohumlarının toplanıp enstitü bünyesinde çoğaltılmasının ve çiftçilere yeniden kazandırılmasının hedeflendiği proje için görevlendirilen 15 kişilik ekip, yerel çeşitlerin karakterizasyon çalışmalarının yapılması, başka türlerden temizlenmesi, kayıt altına alınması, yerel materyallerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve iklim değişikliğinin meydana getireceği olası verimlilik kayıplarının önlenmesi için araştırma yürütüyor.
Projenin 3'üncü yılında Eskişehir, Bilecik ve Bursa'nın farklı noktalarından toplanan 18 çeşit yerel çeşit talep halinde 5 ila 50 kilo halinde çiftçilere veriliyor. Arazide ve laboratuvarlarda yapılan analizler eşliğinde yabani yulaf ile çavdardan arındırılan yerel tohumlar, düzenlenen "tarla günlerinde" gerekli eğitim ve tanıtımlar eşliğinde teslim ediliyor. Projenin başlangıcından bu yana yaklaşık 200 çiftçiye yerel buğday çeşitleri dağıtılırken, enstitü bünyesindeki Tohum Muhafaza Deposunda saklanan tohumlar ise her sene çoğaltılıp yenileniyor.
- "Yerel çeşitler değerli bir hazinemiz"
Projenin yürütücüsü Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Buğday Islahçısı Dr. Savaş Belen, AA muhabirine, yerel çeşitlerin toplanması, enstitü bünyesindeki teknolojik altyapı imkânlarıyla karakterizasyonunun yapılarak çiftçiler eliyle çoğalmasını hedeflediklerini söyledi.
Eskişehir'in farklı yörelerinde bulunan yerel buğday çeşitlerini çoğaltıp çiftçilere kazandırdıklarını dile getiren Belen, "Bu sene de topladığımız tüm tahıl çeşitlerinden tanıtım amaçlı parseller ektik. Burada çiftçilerimize tarla günü düzenleyip bu yerel çeşitlerimizin tanıtımını yapmak istiyoruz. Onlara yerel çeşitlerimizin yetiştirildiğini ve bunların bizim tarafımızdan hala korunduğunu göstermek istiyoruz. Bu tohumları çiftçilerimize veriyoruz çünkü çoğaltıp etrafındaki yerel çeşit ekmek isteyen çiftçilerimize verilmesini amaçlıyoruz." dedi.
Belen, çiftçilerin seçtiği tohumu nasıl kullanacağı konusunda bilinçli olduğunu belirterek, Türkiye'nin birçok yerinde yerel çeşitlerin toplanarak gen bankalarında muhafaza edilip çiftçilere kazandırıldığını aktardı.
Yerel çeşitlerin besleyici değer açısından bilimsel araştırma yapıldığını kaydeden Belen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yerel çeşitler, bizim değerli bir hazinemiz, genetik kaynağımız. Buğday açısından düşündüğümüzde Türkiye Verimli Hilal bölgesinde ve buğdayın gen merkezi zaten burada bulunuyor. İklim açısından da Türkiye'de hem yazlık hem de kışlık buğday yetiştirilebiliyor. Yerel çeşitleri karakterize ettikten sonra kendi ıslah programlarımızı kullandık. Enstitümüz açılmasının ardından 1926 yılında yerel çeşitler toplanmaya başlandı. Onların içinden en iyileri seçilerek ileri tarihlerde bunlar ticari çeşitlerle melezlenerek kuraklığa dayanıklılık, kalite ve hastalığa dayanıklılık genleri aktarılarak bu zamanlara kadar geldi. İklim değişikliği tehlikesiyle karşı karşıyayız, bizi ciddi kuraklık tehlikesi bekliyor, Yerel çeşitlerimiz buna karşı bizim bir garantimiz olacak."