ARPA TARIMI
1.Arpanın Önemi
Arpa, genel olarak dünyada hayvan beslenmesi, malt yapımı ve az da olsa insan gıdası olarak kullanılan bir tahıl cinsidir. Ülkemizde üretilen dane arpanın % 95’i doğrudan çiftçi koşullarında kırılarak büyük ve küçükbaş hayvanlara yedirilmekte veya yem sanayinde enerji kaynağı olarak karma yemlere katılmaktadır. Geri kalan kısmı ise malt sanayinde bira yapımında kullanılmaktadır. Kısacası yem ve malt sanayi arpaya dayalı sanayinin iki önemli temel taşını oluşturmaktadır.
Arpa, ülkemizde ekmeklik buğdaydan sonra en çok yetiştiriciliği yapılan tahıl türüdür. 2019 yılında yaklaşık 2.86 milyon ha alanda arpa ekimi yapılmış olup 7.6 milyon ton ürün elde edilmiştir. 2019 yılı verim değeri ise 265 kg/da olarak belirtilmiştir (FAO, 2019). 2020 yılında bir önceki yıla göre arpa üretimi %9,2 oranında artarak 8,3 milyon tona ulaşmıştır (TÜİK, 2020).
İşletmemizde yaklaşık 4000 da alanda tohumluk ve yemlik olarak arpa üretimi yapılmaktadır. 2020 yılında ortalama arpa verimi 678 kg/da’dır. Görüleceği üzere işletmemizde dekardan alınan arpa verimi, ülkemiz ortalamasına göre oldukça yüksektir.
2. Arpa Yetiştiriciliği
2.1. İklim ve Toprak İstekleri
Arpanın yüksek veya düşük sıcaklıklara dayanımı buğday bitkisine göre daha azdır. Sıcaklığın 0°C’nin altına düşmediği ve nispi nemin %70-80 aralığında olduğu yerler arpa tarımı için idealdir.
Arpa, organik maddece zengin, milli topraklarda daha iyi gelişmektedir.
2.2. Toprak İşleme ve Tarla Hazırlığı
Diğer tahıllarda olduğu gibi yüksek verimin ön şartı homojen bir çıkışın gerçekleşmesidir. Bu da yüksek verimli ve kaliteli çeşit seçiminin yanında iyi bir tohum yatağının hazırlanmasından geçmektedir.
Ön bitkinin hasat edilmesiyle birlikte toprak işlemeye başlanmalıdır. Tarlada ön bitkiden kalan sap artıkları diskaro ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır. Daha sonra yaylı tiller ile toprak işleme yapılmalı gerekirse ikileme ile tekrarlanmalıdır. Son olarak tırmık ve tapan çekilerek ekime hazır hale getirilmelidir.
2.3. Ekim
Ülkemizde arpa ekimi yazlık ve kışlık olarak yapılmaktadır. Ancak alınan tane verim değerleri kıyaslandığında kışlık ekim tercih edilmektedir. Serin iklim tahıllarında ekim zamanına kışa 1-3 kardeşli (3-4 yapraklı) dönemde girmesini sağlayacak şekilde karar verilmelidir. Böylece kışa dayanıklılık en üst seviyeye çıkabilir. Henüz çok genç olan 1-2 yapraklı dönemdeki bitkiler ile fazla gelişmiş çok sayıda kardeşe sahip bitkiler, yeni kardeşlenmeye başlayan bitkilere göre kıştan daha fazla zarar görürler.
Ekim zamanı toprak sıcaklığına göre değişmekle birlikte bölgemiz için 15 Ekim-30 Kasım tarihleri arasındadır. Toprak sıcaklığı 8-10 ºC olduğu zamanda ekim yapılmalıdır. Ekim normu; bin tane ağırlığı, tohumluğun biyolojik değeri (çimlenme ve sürme gücü-hızı) ve çeşidin kardeşlenme özelliği dikkate alınarak belirlenmelidir. Arpada buğdaya göre daha fazla kardeşlenme görüldüğünden daha seyrek ekim yapılabilir. Özellikle taban ve sulu arazilerde kullanılan tohumluk miktarı azaltılmalıdır. Dekara atılan tohum miktarı çeşidin bin dane ağırlığına göre değişmekle birlikte 16-23 kg/da aralığındadır. Dekara atılacak tohumluk miktarı aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.
Ekim derinliği toprak nemine bağlı olarak değişebilir. Genellikle kışlık ekimlerde 4-6 cm, yazlık ekimlerde 3-4 cm ekim derinliği uygundur. Yüzeysel ekimlerde nem ve toprak örtüsü çimlenme için yeterli olmamaktadır. Özellikle taç kök gelişimi yüzeysel olmakta ve bitki yatmaya karşı hassaslaşmaktadır. Derin ekimde de zayıf fide gelişimi, zayıf bitki oluşumu kaçınılmazdır. Ekim derinliğini belirlemede toprak neminin yanında toprak sıcaklığı, bünyesi ve toprak yüzeyinin durumu da dikkate alınmalıdır.
Ekim, serpme veya mibzer ile yapılmaktadır. Serpme ekim, elle ya da gübre dağıtıcısı ile yapılabilir. Ancak serpme ekimlerde tohum sarfiyatı mibzerle ekime göre %30-50 daha fazla olduğundan ve homojen çıkış sağlanamadığından tercih edilmemelidir. Mibzerlerle ekimde üniversal (tek tohum sandıklı) kombine mibzerler (tohum ve gübre sandıklı) ve pnömatik (hava üflemeli) mibzerler kullanılmaktadır. Bölgemizde yaygın olarak mibzer ile ekim yapılmaktadır. Sıra arası mesafe genellikle 17-18 cm olarak belirlenir. İşletmemizde ekim için kombine ve pnömatik hububat mibzerleri kullanılmaktadır.
2.4. Tohumluk
Sertifikalı tohumluk kullanımı kaliteli ve verimli üretim için oldukça önemlidir. Bölgeye uygun, hububatta sıklıkla görülen rastık, pas, külleme, yaprak yanıklığı ve kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklara dayanımı yüksek çeşitler tercih edilmelidir. Çeşit seçimi yapılırken, üretimi yapılacak çeşidin adaptasyon kabiliyeti ve verim potansiyelinin yüksek olmasına dikkat edilmelidir.
2.5. Gübreleme
Toprak analizi, toprakta bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek ve yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan gübrelerin cinsini ve miktarını ortaya koymak amacıyla yapılır. Bu nedenle mümkünse ekimden önce toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gübreleme programı belirlenmelidir.
Azotlu gübrelemeye karşı arpanın tepkisi yetiştirilen çeşide ve uygulama zamanına bağlı olarak değişmektedir. Genellikle erken dönemde azot uygulaması, verimi daha çok artırırken, geç dönemde uygulama (başaklanma öncesi) protein miktarını artırmaktadır. Azotlu gübrelerin toprakta çok hareketli olması ve fazla yağışlarla ile yıkanarak veya gaz halinde kayıplara uğraması nedeniyle azotlu gübrelerin sezon boyunca ikiye veya üçe bölünerek verilmesi uygundur. Saf halde verilecek toplam azotun 1/3’ü ekimle birlikte, 1/3’ü Şubat sonu Mart başında, kalan 1/3’ü ise Mart sonu Nisan başında verilmelidir. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda kuru koşullarda 5-6 kg/da, sulu koşullarda 12-14 kg/da saf azot uygulanabilir. Alkali topraklarda Amonyum Sülfat (%21 N), nötr veya asidik karakterli topraklarda Üre (%46 N) ekimle birlikte, Amonyum nitrat (%33 N) veya Kalsiyum Amonyum Nitrat (%26 N) gübresi ilkbahar uygulamalarında tercih edilebilir.
Arpa tarımı için toprakta yeterli düzeyde bulunması gerekli besin maddelerinden birisi de fosfordur. Fosforun bitki için yarayışlı olabilmesi, azot ve potasyum gibi elementlerin toprakta yeterli düzeyde bulunmasına bağlıdır. Fosfor esas olarak, erken kök gelişimi ve düzgün bir çıkış için gereklidir. Büyümenin erken döneminde görülen fosfor eksikliği, bitkide kardeşlenmeyi ve kışa dayanıklılığı önemli düzeyde azaltarak verim potansiyelini düşürür. Fosforun toprakta çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle fosforlu gübrelerin tamamı ekim öncesi veya ekimle birlikte toprağa uygulanmalıdır. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda kuru koşullarda 7-9 kg/da, sulu koşullarda 10-12 kg/da saf fosfor (P2O5) uygulanabilir. Triple Süperfosfat (%43 - %44 P2O5) gübresi sadece fosfor içermesi yönünden kullanılabilir. Ancak özellikle fosforlu gübrelerin toprakta kaybı söz konusu olmadığından toprak analizi yapılarak fosforlu gübreye ihtiyaç olup olmadığı belirlenmeli ve ihtiyaç halinde kullanılmalıdır.
Genellikle ülkemiz toprakları potasyum miktarı açısından zengin olduğundan toprak analizleri sonucu tavsiye edilmedikçe potasyumlu gübre kullanılmamalıdır. Eğer gerekiyorsa ekim öncesi Potasyum Sülfat (%50 K2O) gübresi kullanılabilir.
2.6. Sulama
Bölgemizde genellikle kışlık olarak ekilen arpada kuru tarım yapılır. Ancak son yıllarda yaşanan dönemsel kuraklıklar veya yağış rejiminin düzensiz olması nedeniyle bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulanması gerekebilir. İmkân varsa sapa kalkma döneminde ve süt olum döneminde olmak üzere iki kez sulama yapılmalıdır. Tek su verilecekse süt olum dönemi tercih edilmelidir.
2.7. Ekim Nöbeti
Kuru tarım yapılan yemlik arpa ekimlerinde verimden fazla taviz vermeden protein oranını artırabilecek mercimek, nohut, Macar fiği gibi baklagil cinsi ön bitkiler ile ekim nöbeti uygulanabilir. Bu münavebe koşulları yemlik arpada protein artışı yoluyla kaliteyi artırmaya katkı sağlamaktadır. Bölgemizde kuru tarım alanlarında bir yıl nadasa bırakmak şartıyla arpanın ekimi tekrarlanabilir ya da ayçiçeği ve mercimek, fiğ, yem bezelyesi gibi tek yıllık baklagiller ile ekim nöbeti yapılabilir. İşletmemizde yabancı ot problemini kontrol altına almak için özellikle fiğ hasadından sonra yağlık ayçiçeği ekimi yapılmakta, ayçiçeği hasadından sonra ise buğday veya arpa ekimi yapılarak üçlü münavebe sistemi uygulanmaktadır.
2.8. Hasat
Arpada hasat zamanını tanedeki nem oranı belirler. Tanedeki nem oranı % 12-14 aralığında iken biçerdöver ile hasat gerçekleştirilmelidir. Arpada kavuzlar daneye iyice yapışık olduğundan dane dökme olmaz. Bu nedenle buğdaya göre daha geç hasat edilebilir. İyice kurumadan hasat edilen arpa daneleri depolama ortamında kolayca kızışıp bozulur. Aynı
zamanda, erken hasat edilen arpa danesinde ekstrakt madde oranı düşük, azotlu madde oranı daha yüksek olur. Kaliteli ürün elde edebilmek için hasatta danedeki nem oranı %14’ün altında olması gerekir. Hasattan sonra ambara konulacak arpa içerisinde yabancı ot tohumlarının bulunmamasına dikkat edilmelidir. Aksi halde üründe kızışmaya neden olmaktadır.
Kaynaklar:
Food and Agriculture Organization Corporate Statistical Database, 2019.
Hububat Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ankara, 2020.
Kaçar, B. Ve Katkat, V. 1999. Gübreler ve Gübreleme Tekniği, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı, Bursa. S:397-404.
Özberk, İ. ve Özberk, F., 2009. Serin İklim Tahılları Ders Notları, Harran Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü, 110-123.
Süzer, S., 1994. Buğday Tarımında Gübrelemenin Önemi İle Bitki Besin Maddelerinin Noksanlıklarının Belirtileri. Marmara’ da Tarım. Sayı:59:42–44.
Süzer, S., Buğday Tarımı, Yetiştirme Tekniği Bölümü, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Tekirdağ.
Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürlüğü, 2019 Yılı Hububat Sektör Raporu, Ankara.
Türkiye İstatistik Kurumu, Bitkisel Üretim İstatistikleri, 2020.
Ulusal Hububat Konseyi, 2020-2021 Yılı Buğday Değerlendirme Raporu, Ankara.
Konya Ereğli Ticaret Borsası, 2015 Yılı Arpa Sektör Raporu, Konya.