Enstitümüz Islah ve Genetik Bölümü Araştırma Personellerimiz ile bünyemizdeki Laboratuvarlarımızda 2016 yılından bu yana temel olarak koyunculuk sektöründe önemli ekonomik kayıplara neden olan, özellikle tedavisi ve korunması mümkün olmayan ve aynı zamanda insan sağlığı için tehdit oluşturabilecek salgın hastalıklara karşı genetik dirençli yetiştiricilik çalışmaları yapılmaktadır.
Ülkesel Merinos Projesi kapsamında Enstitümüz hayvan varlığının ve tarihinin en önemli ürünü olan Karacabey Merinosunda Maedi Visna hastalığında 2018 yılında ülkemiz koyunculuk sektöründe ilk defa genetik markerler kullanılarak ıslah çalışması hayata geçirilmiştir. Scrapie hastalığında (Bir çeşit prion hastalığı ve sığırda görülen şekli ile Deli Dana) Avrupa Birliği Ülkelerinde 2001 yılından beri genetik dirençli yetiştiricilik zorunlu (NSP) tutulmakta olup; duyarlı olanların tespiti sağlanmaktadır. Paratüberküloz hastalığında ise Bölümümüzce yapılan projeler kapsamında TLR2 genindeki bir mutasyonun koyunlarda bu hastalığa karşı 6 kat genetik direnç sağladığı dünyada ilk defa tespit edilmiştir. Hedefimiz Damızlık sürülerimizde ilgili hastalıklar yönünden dirençlilik frekansını yıldan yıla arttırmayı hedefliyoruz. Amacımız bölge için en önemli karasal kökenli protein varlıklarından olan Merinos koyununun damızlık üyelerinin Avrupa Birliği normlarına uygun hale getirmek, tek sağlık konseptine uygun kaliteli damızlık Koçları bölge hayvancılığına kazandırmak ve ihracat potansiyelini arttırmaktır. Aynı amaç ve hedefle Enstitümüz bünyesinde ıslahı süren Bandırma Genotipi (Etçil Koyun ırkı, tescil aşamasında) için de proje dışı faaliyetler ile başlayıp, rutin hale getirilmesi hedeflenen Marker Destekli Seleksiyon (MAS) çalışmalarımız bulunmaktadır. İlgili hastalıklarla hakkında Tübitak 1001 proje ortaklılığımız, 2007/1 protokolleri ile halk elinde ıslah projeleri içerisinde MAS ıslah yöntemi ile direnç ve duyarlılık ayrımını sahada uygulama çalışmalarımız bulunmaktadır.
Dünya ve Ülkemiz küçükbaş hayvancılığı için en büyük sorunlardan olan erken dönem kuzu ölümlerinin araştırmaları da Bölümümüzde araştırma konusudur, bu amaçla en büyük kaybın yaşandığı kuzu ishalleri hakkında Bölümümüzün GWAS araştırması sonuçlarından yola çıkarak, Neonatal Kuzu ishallerinde Direnç ve Duyarlılık araştırmalarımız da ırklar arasında doğrulama aşamasındadır. Olası doğrula sağlandığında MAS yöntemi ile öncelikle sürülerimize entegre edilecek bir damızlık seçim kriteri olarak planlanmakta olup, sonrasında sahaya aktarımlarını amaçlamaktayız.
Gelecek ihtiyaçlar için gerekli Ar Ge çalışmaları olan gen düzenleme teknikleri hakkında kendimizi etik sınırlar içerisinde hazırlarken, sadece Koyunculuk değil Su Ürünleri Bölümümüzün iklim değişikliği ile ilgili çalışmaları için Antarktika ve Kuzey Kutup projeleri kapsamında Çevresel DNA ve Barkodlama çalışmalarına destek olmaktayız.