> İkinci Dünya Savaşı sırasında ordumuzun depolarındaki gıdaları böceklerden korumak amacıyla Erkmen-Ku isimli ilaç geliştirilmiş ve kurumumuzda üretilmiştir. Bu amaçla ülkemizin ilk insektisit fabrikası kurulmuş ve kuruma bağlı olarak bir süre hizmet etmiştir.
> 1989-1991 yıllarında tohumluk üretimi yapılan patates alanları bakteriyel halka çürüklüğü hastalığı yönünden EPPO'nun kabul ettiği IF yöntemiyle taranmış ve hastalığın bulunmadığı saptanarak EPPO ülkelerine ihracat engeli kaldırılmıştır.
> Önemli bir larva parazitoidi olan Bracon hebetor (Say.) (Hym.:Braconidae) ile Cadra cautella (Walk.) ve Ephestia kuehniella Zell. (Lep.:Pyralidae)'ya karşı biyolojik savaş imkanları üzerinde araştırmalar yürütülmüştür. Bu çalışma kapsamında parazitoid 1931 yılında Almanya'dan getirilmiş ve İzmir ile Aydın'daki TARİŞ incir depolarına salınmış ve yaklaşık %95'e varan bir etkinlik elde edilmiştir.
> Türkiye'de San Jose kabuklu bitinin (Quadraspidiotus pernisiosus) (Comst.) (Hom.:Coccidae) yayılması ve zararını önleyecek tedbirler ile ilgili, 1969 yılında Fransa'dan Encarsia perniciosi (Tow.) (Hym.:Aphelinidae) isimli parazitoid getirilerek bölgeye yerleşmesi sağlanmıştır.
> Hububat zararlıları laboratuvarında çalışmış olan Meliha KARMAN'ın hazırladığı "Bitki Koruma Araştırmalarında Genel Bilgiler, Denemelerin Kuruluşu ve Değerlendirilmesi" isimli istatistik kitabı halen tüm araştırıcıların yararlandıkları önemli bir kaynaktır.
> Pamukta zararlı Pembekurt (Pectinophora gossypiella) konusunda yürütülen ihtisas tezinde, zararlının zararı, yaşayışı ve savaşım yöntemleri belirlenerek "Pamukta Pembekurt Yönetmeliği"ne esas olan veriler elde edilmiştir.
> Bölgemizde tütün ihracatında pestisit kalıntısı nedeniyle oluşan darboğazın çözümüne yönelik olarak, 1991-2005 yılları arasında Devlet-Özel sektör işbirliğinin güzel bir örneği olarak Ege Tütün İhracatçılar Birliğinin katkılarıyla enstitümüz tarafından İzmir, Aydın, Denizli, Balıkesir, Muğla ve Manisa illerini kapsayan ortak bir çalışma yürütülmüştür. Bu çalışma sonucunda, tütünde kalıntı sorunu % 1 seviyelerine çekilerek ihracatımızın önü açılmıştır.
> Ülkemizin Akdeniz meyvesineği ve Elma içkurdu ile bulaşık olması nedeniyle Uzakdoğu ülkelerine ihracat yapılamamaktadır. Enstitümüz tarafından 2003 yılından itibaren yürütülen araştırmalar 2009 yılında sonuçlanarak, greyfurt için 2010, limon için 2014 yılında ihracatın önündeki engeller kaldırılmıştır. Japonya'ya 12-13 Ocak 2011 tarihinde ilk greyfurt ihracatı başlamıştır.
> Bağlarda zararlı Maymuncuklar ile mücadelede, asmaların gövdelerine silikonize elyaf bağlanarak erginlerin gözlere ulaşıp zarar yapmasını engelleyen bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemle ilaç kullanmadan zararlı kontrol altına alınmıştır.
> Modern tarımda pestisit uygulamalarının doğru zamanda yapılması ve gereksiz ilaç kullanımının engellenmesinde Tahmin-Uyarı çalışmalarının özel bir yeri vardır. Enstitümüz tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda; Bağlarda; Salkım güvesi ve Mildiyö'ye karşı, Elma Bahçelerinde; Kara leke ve İç Kurdu'na karşı, Patates Tarlalarında; Mildiyö'ye karşı, Armut Bahçelerinde; Ateş yanıklığına karşı Tahmin-Uyarı çalışmaları sonuçlandırılmış ve İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerimiz tarafından üreticilerimize hizmette tüm bölgede yaygın olarak kullanılmaktadır. Tahmin-Uyarı Sistemi sayesinde bağlarımızın ana
zararlısı olan Salkım güvesi’ne karşı
yılda en az 1 ilaçlamadan tasarruf edilmekte ve böylece yılda yaklaşık 6
Trilyon TL kazanç
sağlanmaktadır.
> Enstitümüz tarafından elma ve bağ alanlarında uygulamaya aktarılan yeni teknolojilerden biri de Çiftleşmeyi Engelleme Tekniği’dir. Bağlarda Salkım güvesi ve elma bahçelerinde Elma içkurdu ile mücadelede uygulandığında insektisit kullanımı en aza indirilmekte veya kullanılmamaktadır. Bu teknik Salkım güvesi’ne karşı 2002 yılında 300 dekar alanda kullanılmaya başlamış, 2010 yılında 16.500, 2014 yılında ise 130.000 dekar alana yayılmıştır.
> Örtüaltı sebze yetiştiriciliğinde sorun olan Beyaz
sinek ve Yaprak galeri sineklerine karşı
pestisit kullanılmadan mücadele olanağı sağlayan sarı yapışkan tuzakların kullanım koşulları araştırılarak
1996 yılında uygulamaya aktarılmıştır. Bu metot üreticilerimiz tarafından
yaygın olarak kullanılmaktadır.
> Domates güvesi ’ne karşı etkili ve sürdürülebilir
alternatif mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla ele alınan çalışmada tarlada ve örtüaltında kitle halinde tuzakla yakalama
metodu kapsamında, feromon-su ve ışık-feromon-su tuzaklarının etkinliği
araştırılmıştır.
> Domates güvesi'ne karşı kitle halinde tuzakla yakalama yönteminde;
Örtüaltı ilkbahar yetiştiriciliğinde; havalandırma açıklıklarında tül bulunan ve çift kapılı seralarda; Dekara 4 adet feromon-su tuzağı veya 2 adet feromon-ışık-su tuzağı kullanılabileceği belirlenmiştir.
> Açıkta organik/entegre domates yetiştiriciliğinde; Domates güvesi düşük
popülasyon yoğunluğuna sahip ise; dekara 6 adet
feromon-su tuzağı kullanılabileceği
belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara
göre Zirai
Mücadele Teknik Talimatı güncellenmiştir.
> Ülkesel Domates Güvesi Projesi kapsamında
Ege Bölgesinde Aydın, Çanakkale,
Denizli, Manisa, Muğla ve İzmir illerinin Domates güvesi ile bulaşık olduğu,
ilkbahar ve sonbahar döneminde populasyon yoğunluğunun daha yüksek seyrettiği saptanmıştır.
> Domates güvesi’nin yumurta ve larvalarıyla beslenen üç predatör türü (Nesidiocoris tenuis,
Macrolophus melanotoma, Macrolophus
costalis) belirlenmiştir.
N.tenuis
Muğla ve İzmir’de örtüaltında,
M. melanotoma İzmir’de açıkta
ve örtüaltında, M. costalis Muğla’da
örtüaltında saptanırken M. melanotoma
‘nın domatesin tarla dönemi süresince varlığını
sürdürmesi dikkat çekmiştir. Ayrıca
Domates güvesi yumurtalarında yumurta parazitoiti Thrichogramma euproctidis Türkiye’de
ilk kez saptanmıştır.
> Zararlının, domates dışında kültür bitkilerinden
patlıcanda ve tesadüfen fasulyede, yabancı otlardan Köpeküzümünde beslendiği
belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre Zirai Mücadele Teknik
Talimatı güncellenmiştir.
> Ege Bölgesi’de 2013-2014 yıllarında predatör Nesidiocoris tenuis ve parazitoit Trichogramma brassicae’nin zararlı Domates güvesi’ne karşı
salım etkinlikleri araştırılmış olup; N. tenuis’in
tek başına salımı sonucunda, parazitoitin tek başına ve birlikte salınması ya da kontrole göre en düşük
meyve bulaşma oranı elde edilerek en iyi sonuç alınmıştır. Üretim kaybını en aza
düşürmek amacıyla zararlıya
karşı predatör N.
tenuis’in salımı ile yapılacak biyolojik mücadelenin,
biyoteknik ve kültürel yöntemlerle birlikte entegre mücadele programı
kapsamında dikkate alınması gerektiği kanısına varılmıştır.
> “Kestane Kanseri’nin
Biyolojik Mücadelesinde Kullanılan Hipovirulent Cryphonectria Parasitica Irklarının Doğal Yayılımı
Üzerinde Araştırmalar” isimli
çalışmada, hipovirülent ırkın bulunmadığı Ege Bölgesi’nde de biyolojik
mücadele yapılarak bu önemli hastalığın başarılı bir şekilde mücadelesinin yapılabileceği,
uygulama yapılan alanlarda hipovirülensin doğal olarak yayılabileceği ortaya konmuştur. Bu alanlarda
hipovirülens yerleştikten sonra, Kestane kanseri nedeniyle ağaçlardaki kurumalar ve hastalığın
neden olacağı ekonomik kayıplar
giderek azalacaktır.
> Türkiye’de Kestane kanseri ile mücadele için,
sadece, hastalık kaynağını ve yayılmayı en aza indirecek olan kültürel önlemler
önerilmektedir. Beydağ ilçesinde 2012-2014 yıllarında
gerçekleştirilen “Beydağ İlçesinde
Kestane Hastalık
ve Zararlılarıyla Mücadele” isimli
proje ile; hastalık
ve zararlılar ve bunların mücadeleleri konusunda yapılan teorik ve uygulamalı eğitimler
sayesinde üreticilerde farkındalık yaratılmıştır. Üreticilere, kültürel
uygulamaların eksiksiz yapılması durumunda, hastalık ve zararlıların mücadelesinden sonuç
alınabileceği gösterilmiştir.
> Önemli bir ihracat ürünü olan yaş ve kuru üzümde
pestisit kalıntısı nedeniyle yaşanan sorunların azaltılması amacıyle kimyasal
mücadeleye alternatif olan biyolojik mücadelenin başarıyla uygulanabilmesi için
“Manisa ve İzmir ili Bağ Alanlarında
Salkım güvesi’nin Doğal Düşmanlarının ve Doğal Etkinliklerinin
Belirlenmesi Projesi” ele alınmış, proje kapsamında yumurta
parazitoiti Trichogramma
euproctidis ve T. brassicae ilk
kez zararlının yumurtalarında saptanmıştır. Bu çalışmadan elde edilen temel
veriler ile yumurta parazitoiti T. euproctidis’in kitle halinde üretimi yapılmış
olup bağlarda yapılacak salım çalışmaları ile Salkım güvesi’ne karşı biyolojik
mücadele olanakları araştırılacaktır.
> Karantina zararlısı Çiçek thripsi’nin İhracat
sırasında meyve ve sebzelerde saptanması durumunda bulaşık ürünlerin dönmesi ve
ülkemizin ihracatının engellenmesi nedeniyle yaşanan sıkıntılar üzerine
yürütülen “İhracata Yönelik Sofralık Üzüm ve
Çilekte Sorun Olan Frankliniella occidentalis ’in Depo Koşullarındaki Mücadelesi Projesi” kapsamında , Yuvarlak
Çekirdeksiz üzüm ve Camarosa çilek çeşidinde fosfin (PH3) gazının, üzümde 1000
ppm dozda 3 gün, 1500 ppm dozda 2 gün ve 2000 ppm dozda 1 gün süresince, çilekte ise
300 ppm dozda 1 gün, 2±0,5 °C’de kontrollü soğuk odada uygulanması
sonucunda zararlının
tüm biyolojik dönemlerinde %100 ölüm meydana getirdiği belirlenmiştir. Bu
çalışmadan elde edilen veriler ışığında ‘Depolanan yaş meyve ve sebzede Frankliniella occidentalis Pergande (Thysanoptera: Thripidae) için fumigasyon standart ilaç deneme
metodu’ hazırlanmıştır.