T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI

Kurumda yürütmüş olduğumuz projelerde ölçümler tüm hızıyla devam etmektedir

Yayın Tarihi : 3.06.2020

​TÜRKİYE’DE MERİNOSLAŞTIRMA ÇALIŞMALARI VE  KARACABEY MERİNOSU


Türkiye’ de Merinos yetiştiriciliği Tanzimat dönemine kadar gitmektedir. Eldeki verilere göre, ilk defa 1841 yılında İstanbul’ daki Feshane fabrikasına yün yetiştirmek için İspanya’ dan Merinos getirilmiş ve Hayrabolu’da yetiştirilmiştir,  birkaç yıl sonra da o zaman Türkiye’nin bir parçası olan bugünkü Bulgaristan’ da İslimiye’ de büyük Merinos sürüleri oluşturulmuştur. Hatta 1843 tarihinde İslimiye’den Mihalıç çiftliğine, yani günümüzün Karacabey Tarım İşletmesine, yüzlerce damızlık Merinos koçu getirilmiştir. Cumhuriyet ve sonrası dönemde ise Türkiye’ye ilk defa Merinos getirmek ve yetiştirmek teşebbüsü, 1928 senesinde başlamıştır. Karacabey ve Halkalı’da birer elit Merinos sürüsü oluşturulmuş ve ayrıca Merinos koçlar satın alınarak uygun yerlerde halka dağıtılmasına karar verilmiştir. 


Merinoslaştırma çalışmaları 1933’lü yıllarda öncelikli olarak Güney Marmara bölgesinde başlamış ve proje koyun yetiştiriciliğinde en geniş çaplı melezleme programı olmuştur (Köycü, E., 1993). O yıllarda Karacabey Tarım İşletmesi’nde Alman Yapağı Et Merinosu ile Kıvırcık melezlemesi yapılmış bu çalışma 1950 yılına kadar geriye melezleme şeklinde sürdürülmüştür.  Merinoslaştırma çalışmaları yapağının yanı sıra et üretiminin arttırılması yönünden de önemli katkı sağlamıştır. İlerleyen yıllarda tekstil sanayisinin suni life yoğunluk vermesi neticesinde yapağı fiyatlarının düşmesi, yapağı üretimindeki popülerliği azaltmış yerini kuzu eti üretimine bırakmıştır. Günümüzde ise, merinos ırkı koyun yetiştiriciliği öncelikli olarak et üretimi için yapılmaktadır. Merinoslaştırma projesi Alman Et-Yapağı Merinoslarıyla yürütülmekte olup, proje kapsamında hem suni tohumlama hem de doğal aşımdan yararlanılmıştır. Doğal aşımın mümkün olduğu yörelerde önceleri tamamen çevirme melezlemesi şeklinde yürütülen bu çalışmalarda, Merinos genotipinin artışına paralel olarak melezlerin yaşama gücünde azalma meydana gelmiştir. Hem melezlerde yaşama gücünü artırmak hem de yeni tipler elde etmek amacıyla çeşitli derecede Merinos genotipine sahip ırklar elde edilmiştir. Bunlar Karacabey Merinosu, Anadolu Merinosu, Malya Koyunu ve Doğu Anadolu Merinos Melezleridir.


Merinos Genotipi Kullanılarak Yapılan Islah Çalışmalarından biri olan Karacabey Merinosu (Türk Merinosu) yurdumuzda meydana getirilen hemen hemen en eski ırk Karacabey Merinosu (Türk Merinosu)’ dur. Karacabey Merinosu yurdumuzun Trakya ve Marmara bölgesinde yetişen yerli koyunlarımızdan Kıvırcık’ın  Alman Et Yapağı Merinosu ile melezlenmesinden elde edilmiştir. Kıvırcık en iyi yerli koyun ırkımız olmasına rağmen gerek vücut teşekkülü, gerekse yapağı verim ve kalitesi itibariyle Merinos ırkı ile karşılaştırılamaz. 1933 yılında Yapağı – Et Merinoslarıyla başlanan melezleme çok iyi neticeler vermiş ve bugün saf  Merinoslara nazaran biraz daha ufak olmakla birlikte Yapağı – Et Merinoslarının hemen bütün karakterlerine haiz ve bunları yavrularına bir ırk karakteri olarak oldukça rahat aktarabilen yeni bir ırk meydana gelmiştir ( Akçapınar, H.,2000).


Tarım ve Orman Bakanlığı TAGEM bünyesinde ülkesel düzeyde yürütülen Merinos koyun ırkının KARACABEY MERİNOSU GELİŞTİRME PROJESİ Enstitümüz bünyesinde yürütülmekte olup, projenin her yıl rutin çalışmaları arasında isabeti yüksek damızlık değer tahmini yapabilmek için doğan tüm kuzulardan doğum tarihinden itibaren seleksiyon indeksini oluşturmak için çeşitli verim kayıtları alınmaktadır. Bugünde enstitü proje yürütücüleri indeks değerinden biri olan ve 3. Ay yaşta ölçülen Musculus Longissimus Dorsi (MLD=Göz kası) ve yağ kalınlığı değerlerini alarak damızlık değer tahminlerinde kullanacaklardır. Aynı zamanda proje sürümüz bölgenin damızlık materyal kaynağı olduğu için proje ve Enstitü hedeflerimiz arasında üstün vasıflı materyal oluşturmaya ek olarak hastalıklara karşı dirençli sürü oluşturmaktır.