ALO 174
ALO 177
Görme Engelliler
TR
  • EN

T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
KOYUNCULUK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ
  • Anasayfa
  • KURUMUMUZ
    • TANITIM
    • YÖNETİM ORGANİZASYONU
    • MİSYONUMUZ-VİZYONUMUZ
    • HİZMET STANDARTLARIMIZ
    • STRATEJİK AMAÇ VE HEDEFLERİMİZ
  • BÖLÜMLER
    • TEKNİK BÖLÜMLER
      • ISLAH VE GENETİK BÖLÜMÜ
      • YEMLER VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ
      • SU ÜRÜNLERİ BÖLÜMÜ
      • ÜRETİM VE İŞLETME BÖLÜMÜ
      • YETİŞTİRME TEKNİĞİ BÖLÜMÜ
    • İDARİ BÖLÜMLER
      • EĞİTİM VE YAYIM HİZMETLER BİRİMİ
      • DESTEK HİZMETLERİ BİRİMLER ŞEFLİĞİ
      • MALİ İŞLER ŞEFLİĞİ
      • İNSAN KAYNAKLARI ŞEFLİĞİ
    • LABORATUVARLAR
  • PERSONELLERİMİZ
    • YÖNETİM
    • TEKNİK PERSONEL
    • İDARİ PERSONEL
    • YARDIMCI HİZMETLER
    • DÖNER SERMAYE
    • TELEFON REHBERİ
  • BİLGİ BANKASI
    • PROJELERİMİZ
      • TAGEM PROJELERİ
      • TAMAMLANMIŞ ARAŞTIRMA PROJELERİ
      • KURUMDA BUGÜNE KADAR YAPILAN BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR
      • TÜBİTAK PROJELERİ
      • AB ÇERÇEVE PROGRAMI
      • ULUSLARARASI PROJELER
      • ÖZEL SEKTÖR BİRLİĞİ PROJELER
      • DİĞER PROJELER
    • YAYINLARIMIZ
      • YAYINLANAN ARAŞTIRMALAR
      • SONUÇLANAN TEZLER
      • YURTİÇİ YAYINLAR
      • YURTDIŞI YAYINLAR
    • GEÇMİŞTE BİZ
    • BASINDA BİZ
    • TARIM 4.0
    • KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK
    • BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK
    • BİTKİSEL ÜRETİM
    • YEREL ETİK KURUL
    • İÇ KONTROL
    • BİLGİ EDİNME
    • YEMEK LİSTESİ
    • SOSYAL TESİS ÜCRETLERİ
    • SÜRÜ YÖNETİM SİSTEMİ
  • DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ
    • İŞLETME BİLGİLERİ
    • BİRİM FİYATLAR
  • İletişim
Ara
    Skip Navigation LinksKoyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

BİTKİSEL ÜRETİM

Arpa Tarımı
ARPA TARIMI

1.Arpanın Önemi 

 Arpa, genel olarak dünyada hayvan beslenmesi, malt yapımı ve az da olsa insan gıdası olarak kullanılan bir tahıl cinsidir. Ülkemizde üretilen dane arpanın % 95’i doğrudan çiftçi koşullarında kırılarak büyük ve küçükbaş hayvanlara yedirilmekte veya yem sanayinde enerji kaynağı olarak karma yemlere katılmaktadır. Geri kalan kısmı ise malt sanayinde bira yapımında kullanılmaktadır. Kısacası yem ve malt sanayi arpaya dayalı sanayinin iki önemli temel taşını oluşturmaktadır.
 Arpa, ülkemizde ekmeklik buğdaydan sonra en çok yetiştiriciliği yapılan tahıl türüdür.  2019 yılında yaklaşık 2.86 milyon ha alanda arpa ekimi yapılmış olup 7.6 milyon ton ürün elde edilmiştir. 2019 yılı verim değeri ise 265 kg/da olarak belirtilmiştir (FAO, 2019). 2020 yılında bir önceki yıla göre arpa üretimi %9,2 oranında artarak 8,3 milyon tona ulaşmıştır (TÜİK, 2020). 
 İşletmemizde yaklaşık 4000 da alanda tohumluk ve yemlik olarak arpa üretimi yapılmaktadır. 2020 yılında ortalama arpa verimi 678 kg/da’dır. Görüleceği üzere işletmemizde dekardan alınan arpa verimi, ülkemiz ortalamasına göre oldukça yüksektir.  

2. Arpa Yetiştiriciliği

2.1. İklim ve Toprak İstekleri

 Arpanın yüksek veya düşük sıcaklıklara dayanımı buğday bitkisine göre daha azdır. Sıcaklığın 0°C’nin altına düşmediği ve nispi nemin %70-80 aralığında olduğu yerler arpa tarımı için idealdir. 
Arpa, organik maddece zengin, milli topraklarda daha iyi gelişmektedir.

2.2. Toprak İşleme ve Tarla Hazırlığı 

 Diğer tahıllarda olduğu gibi yüksek verimin ön şartı homojen bir çıkışın gerçekleşmesidir. Bu da yüksek verimli ve kaliteli çeşit seçiminin yanında iyi bir tohum yatağının hazırlanmasından geçmektedir.
Ön bitkinin hasat edilmesiyle birlikte toprak işlemeye başlanmalıdır. Tarlada ön bitkiden kalan sap artıkları diskaro ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.  Daha sonra yaylı tiller ile toprak işleme yapılmalı gerekirse ikileme ile tekrarlanmalıdır. Son olarak tırmık ve tapan çekilerek ekime hazır hale getirilmelidir.

2.3. Ekim

 Ülkemizde arpa ekimi yazlık ve kışlık olarak yapılmaktadır. Ancak alınan tane verim değerleri kıyaslandığında kışlık ekim tercih edilmektedir. Serin iklim tahıllarında ekim zamanına kışa 1-3 kardeşli (3-4 yapraklı) dönemde girmesini sağlayacak şekilde karar verilmelidir. Böylece kışa dayanıklılık en üst seviyeye çıkabilir. Henüz çok genç olan 1-2 yapraklı dönemdeki bitkiler ile fazla gelişmiş çok sayıda kardeşe sahip bitkiler, yeni kardeşlenmeye başlayan bitkilere göre kıştan daha fazla zarar görürler. 
 Ekim zamanı toprak sıcaklığına göre değişmekle birlikte bölgemiz için 15 Ekim-30 Kasım tarihleri arasındadır. Toprak sıcaklığı 8-10 ºC olduğu zamanda ekim yapılmalıdır. Ekim normu; bin tane ağırlığı, tohumluğun biyolojik değeri (çimlenme ve sürme gücü-hızı) ve çeşidin kardeşlenme özelliği dikkate alınarak belirlenmelidir. Arpada buğdaya göre daha fazla kardeşlenme görüldüğünden daha seyrek ekim yapılabilir. Özellikle taban ve sulu arazilerde kullanılan tohumluk miktarı azaltılmalıdır. Dekara atılan tohum miktarı çeşidin bin dane ağırlığına göre değişmekle birlikte 16-23 kg/da aralığındadır. Dekara atılacak tohumluk miktarı aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.



 Ekim derinliği toprak nemine bağlı olarak değişebilir. Genellikle kışlık ekimlerde 4-6 cm, yazlık ekimlerde 3-4 cm ekim derinliği uygundur. Yüzeysel ekimlerde nem ve toprak örtüsü çimlenme için yeterli olmamaktadır. Özellikle taç kök gelişimi yüzeysel olmakta ve bitki yatmaya karşı hassaslaşmaktadır. Derin ekimde de zayıf fide gelişimi, zayıf bitki oluşumu kaçınılmazdır. Ekim derinliğini belirlemede toprak neminin yanında toprak sıcaklığı, bünyesi ve toprak yüzeyinin durumu da dikkate alınmalıdır.
 Ekim, serpme veya mibzer ile yapılmaktadır. Serpme ekim, elle ya da gübre dağıtıcısı ile yapılabilir. Ancak serpme ekimlerde tohum sarfiyatı mibzerle ekime göre %30-50 daha fazla olduğundan ve homojen çıkış sağlanamadığından tercih edilmemelidir. Mibzerlerle ekimde üniversal (tek tohum sandıklı) kombine mibzerler (tohum ve gübre sandıklı) ve pnömatik (hava üflemeli) mibzerler kullanılmaktadır. Bölgemizde yaygın olarak mibzer ile ekim yapılmaktadır. Sıra arası mesafe genellikle 17-18 cm olarak belirlenir. İşletmemizde ekim için kombine ve pnömatik hububat mibzerleri kullanılmaktadır. 

2.4. Tohumluk

 Sertifikalı tohumluk kullanımı kaliteli ve verimli üretim için oldukça önemlidir. Bölgeye uygun, hububatta sıklıkla görülen rastık, pas, külleme, yaprak yanıklığı ve kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklara dayanımı yüksek çeşitler tercih edilmelidir. Çeşit seçimi yapılırken, üretimi yapılacak çeşidin adaptasyon kabiliyeti ve verim potansiyelinin yüksek olmasına dikkat edilmelidir.

2.5. Gübreleme

 Toprak analizi, toprakta bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek ve yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan gübrelerin cinsini ve miktarını ortaya koymak amacıyla yapılır. Bu nedenle mümkünse ekimden önce toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gübreleme programı belirlenmelidir.
 Azotlu gübrelemeye karşı arpanın tepkisi yetiştirilen çeşide ve uygulama zamanına bağlı olarak değişmektedir. Genellikle erken dönemde azot uygulaması, verimi daha çok artırırken, geç dönemde uygulama (başaklanma öncesi) protein miktarını artırmaktadır. Azotlu gübrelerin toprakta çok hareketli olması ve fazla yağışlarla ile yıkanarak veya gaz halinde kayıplara uğraması nedeniyle azotlu gübrelerin sezon boyunca ikiye veya üçe bölünerek verilmesi uygundur. Saf halde verilecek toplam azotun 1/3’ü ekimle birlikte, 1/3’ü Şubat sonu Mart başında, kalan 1/3’ü ise Mart sonu Nisan başında verilmelidir. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda kuru koşullarda 5-6 kg/da, sulu koşullarda 12-14 kg/da saf azot uygulanabilir. Alkali topraklarda Amonyum Sülfat (%21 N), nötr veya asidik karakterli topraklarda Üre (%46 N) ekimle birlikte, Amonyum nitrat (%33 N) veya Kalsiyum Amonyum Nitrat (%26 N) gübresi ilkbahar uygulamalarında tercih edilebilir.
 Arpa tarımı için toprakta yeterli düzeyde bulunması gerekli besin maddelerinden birisi de fosfordur. Fosforun bitki için yarayışlı olabilmesi, azot ve potasyum gibi elementlerin toprakta yeterli düzeyde bulunmasına bağlıdır. Fosfor esas olarak, erken kök gelişimi ve düzgün bir çıkış için gereklidir. Büyümenin erken döneminde görülen fosfor eksikliği, bitkide kardeşlenmeyi ve kışa dayanıklılığı önemli düzeyde azaltarak verim potansiyelini düşürür. Fosforun toprakta çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle fosforlu gübrelerin tamamı ekim öncesi veya ekimle birlikte toprağa uygulanmalıdır. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda kuru koşullarda 7-9 kg/da, sulu koşullarda 10-12 kg/da saf fosfor (P2O5) uygulanabilir. Triple Süperfosfat (%43 - %44 P2O5) gübresi sadece fosfor içermesi yönünden kullanılabilir. Ancak özellikle fosforlu gübrelerin toprakta kaybı söz konusu olmadığından toprak analizi yapılarak fosforlu gübreye ihtiyaç olup olmadığı belirlenmeli ve ihtiyaç halinde kullanılmalıdır.
 Genellikle ülkemiz toprakları potasyum miktarı açısından zengin olduğundan toprak analizleri sonucu tavsiye edilmedikçe potasyumlu gübre kullanılmamalıdır. Eğer gerekiyorsa ekim öncesi Potasyum Sülfat (%50 K2O) gübresi kullanılabilir.

2.6. Sulama

 Bölgemizde genellikle kışlık olarak ekilen arpada kuru tarım yapılır. Ancak son yıllarda yaşanan dönemsel kuraklıklar veya yağış rejiminin düzensiz olması nedeniyle bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulanması gerekebilir. İmkân varsa sapa kalkma döneminde ve süt olum döneminde olmak üzere iki kez sulama yapılmalıdır. Tek su verilecekse süt olum dönemi tercih edilmelidir.  

2.7. Ekim Nöbeti

 Kuru tarım yapılan yemlik arpa ekimlerinde verimden fazla taviz vermeden protein oranını artırabilecek mercimek, nohut, Macar fiği gibi baklagil cinsi ön bitkiler ile ekim nöbeti uygulanabilir. Bu münavebe koşulları yemlik arpada protein artışı yoluyla kaliteyi artırmaya katkı sağlamaktadır. Bölgemizde kuru tarım alanlarında bir yıl nadasa bırakmak şartıyla arpanın ekimi tekrarlanabilir ya da ayçiçeği ve mercimek, fiğ, yem bezelyesi gibi tek yıllık baklagiller ile ekim nöbeti yapılabilir. İşletmemizde yabancı ot problemini kontrol altına almak için özellikle fiğ hasadından sonra yağlık ayçiçeği ekimi yapılmakta, ayçiçeği hasadından sonra ise buğday veya arpa ekimi yapılarak üçlü münavebe sistemi uygulanmaktadır.
2.8. Hasat

 Arpada hasat zamanını tanedeki nem oranı belirler. Tanedeki nem oranı % 12-14 aralığında iken biçerdöver ile hasat gerçekleştirilmelidir. Arpada kavuzlar daneye iyice yapışık olduğundan dane dökme olmaz. Bu nedenle buğdaya göre daha geç hasat edilebilir. İyice kurumadan hasat edilen arpa daneleri depolama ortamında kolayca kızışıp bozulur. Aynı 
zamanda, erken hasat edilen arpa danesinde ekstrakt madde oranı düşük, azotlu madde oranı daha yüksek olur. Kaliteli ürün elde edebilmek için hasatta danedeki nem oranı %14’ün altında olması gerekir. Hasattan sonra ambara konulacak arpa içerisinde yabancı ot tohumlarının bulunmamasına dikkat edilmelidir. Aksi halde üründe kızışmaya neden olmaktadır.

Kaynaklar:

Food and Agriculture Organization Corporate Statistical Database, 2019.
Hububat Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ankara, 2020.
Kaçar, B. Ve Katkat, V. 1999. Gübreler ve Gübreleme Tekniği, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı, Bursa. S:397-404.
Özberk, İ. ve Özberk, F., 2009. Serin İklim Tahılları Ders Notları, Harran Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü, 110-123.
Süzer, S., 1994. Buğday Tarımında Gübrelemenin Önemi İle Bitki Besin Maddelerinin Noksanlıklarının Belirtileri. Marmara’ da Tarım. Sayı:59:42–44.
Süzer, S., Buğday Tarımı, Yetiştirme Tekniği Bölümü,  Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Tekirdağ.
Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürlüğü, 2019 Yılı Hububat Sektör Raporu, Ankara.
Türkiye İstatistik Kurumu, Bitkisel Üretim İstatistikleri, 2020.
Ulusal Hububat Konseyi, 2020-2021 Yılı Buğday Değerlendirme Raporu, Ankara.
Konya Ereğli Ticaret Borsası, 2015 Yılı Arpa Sektör Raporu, Konya.



Ayçiçeği Tarımı

​AYÇİÇEĞİ TARIMI

1.Ayçiçeğinin Önemi 

 Ayçiçeği, başlıca yağlık ve çerezlik olarak insan beslenmesinde kullanılmaktadır. Bunun yanında ayçiçeğinden hayvan beslenmesi için küspe ve yakıt üretimi için biodizel üretiminde yararlanılmaktadır. Dünyada bitkisel yağ üretimi palm yağı başta olmak üzere soya, kolza ve ayçiçeğinden karşılanırken, ülkemizde yağ ihtiyacının yarısı ayçiçeğinden karşılanmaktadır.
 Ülkemizde 2020 yılında yaklaşık 27 milyon ha alanda ayçiçeği ekimi yapılmış olup 56,7 bin ton ürün elde edilmiştir. 2020 yılı verim değeri ise 210 kg/da olarak belirtilmiştir (TOB, 2020). 
İşletmemizde yıllara göre değişmekle beraber yaklaşık 4500-5000 da alanda yağlık ayçiçeği üretimi yapılmaktadır. İşletmemizde 2020 yılında ortalama ayçiçeği verimi 255 kg/da’dır.

2. Ayçiçeği Yetiştiriciliği

2.1. İklim ve Toprak İstekleri
 Ayçiçeği tohumunun çimlenmesi için toprak sıcaklığının 8-10 °C olması gerekir. Ayçiçeği bitkisi kotiledon yaprak döneminde -5°C düşük sıcaklığa dayanabilmektedir. 6-8 yapraklı döneme kadar düşük sıcaklıklara direnci kademeli olarak azalmaktadır. Genellikle vejetatif dönemde serin, generatif dönemde ise açık ve güneşli havalar ister. Optimum yetişme sıcaklıkları 21 ile 24°C aralığındadır.  Ayçiçeği bitkisi yetişme döneminde 350-400 mm, yıllık 700-800 mm yağış alan bölgelerde sulanmadan yetiştirilebilir. Bölgemizde yıllık yağış miktarı 600-700 mm olduğundan işletmemizde ayçiçeği tarımı kuru koşullarda yapılmaktadır. Aynı zamanda ayçiçeği bitkisi kazık kök yapısına sahip olduğu için diğer tarla ürünlerine göre kurağa oldukça toleranslıdır.
 Ayçiçeği, kumsal topraklardan ağır yapıdaki killi topraklara kadar drenajı sağlanmış her türlü toprakta yetişebilmektedir. Ancak organik maddece zengin, derin ve su tutma kapasitesi iyi topraklarda verim potansiyeli artar. Ayçiçeğinin tuzluluğa karşı toleransı mısır, soya ve fasulyeye göre daha iyi olmakla birlikte azdır. Tuzlu topraklarda yetiştirilen ayçiçeğinde tanede % yağ oranının azaldığı bilinmektedir. Toprak pH’sının ise 6-7 arasında olması idealdir.
2.2. Toprak İşleme ve Tarla Hazırlığı 
 Ayçiçeği tarımında, etkin bir yabancı ot mücadelesi yapılması için toprak hazırlığı çok önemlidir. Ayçiçeği ekimi yapılacak tarla, ön bitkinin hasadından sonra sonbaharda soklu pulluk ile 20-25 santim derinlikte sürülmelidir. Ancak pulluk tabanı oluşmaması için sonbaharda yapılan sürümün derinliği her yıl değiştirilmelidir. Sonbahardan ilkbahara kadar sürülen toprakta yağışların biriktirilmesi sağlanır. Daha sonra ilkbaharda toprak tava geldiğinde tarla önce kültivatör (kazayağı), sonra diskaro, tırmık veya yaylı tırmık ile 10-15 cm derinlikte işlenerek ekime hazır hale getirilir. 

2.3. Ekim

 Ekim zamanı toprak sıcaklığına göre belirlenir. Çimlenme için toprak sıcaklığının en az 8-10°C olması gerekir. Buna göre Ege, Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Mart, Marmara, Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde Nisan, Doğu Anadolu Bölgesinde Mayıs ayında ayçiçeği ekimi yapılabilir. Ayçiçeği çeşitlerinin erkencilik özelliğine bağlı olarak vejetasyon süresi de (100-130 gün) değişmektedir. Bu nedenle çok geniş bir zaman periyodu içinde ayçiçeği ekimi yapılabilmektedir. Özellikle bölgemizde erkenci çeşitlerin ekimi Mayıs ayına sarkabilmektedir.
 Toprak yapısı ve bünyesine bağlı olarak değişmekle birlikte uygun ekim derinliği 3-4 cm’dir. Toprak neminin bulunabilmesi için 7-8 cm derinliğinde bile ekim yapılabilir. 
 Günümüzde pnömatik ekim makinesi ile tohumun 1000 tane ağırlığına bağlı olarak, 300-500 g/da tohum kullanılmaktadır.  Makineli tarıma elverişli olması açısından yağlık çeşitlerde sıra arası mesafe 70 cm, sıra üzeri 26-35 cm olmalıdır. İşletmemizde sıra arası 70 cm, sıra üzeri 26-27 cm olarak ekim yapılmakta, dekarda 5300-5500 bitki bulunmaktadır. Ayçiçeği ekiminde sıraların rüzgar istikametine paralel olmasına dikkat edilmelidir. 

2.4. Tohumluk

 Yağlık ayçiçeği tarımında yağ oranı yüksek, ayçiçeği mildiyösüne toleranslı çeşitler tercih edilmelidir. Bunun yanında ayçiçeğinde ciddi verim kayıplarına neden olabilen tam parazit bir yabancı ot olan orobanşa karşı toleranslı çeşitler seçilmelidir. Ayçiçeğinde kuş zararı da oldukça fazla görülmektedir. Çeşitlerin tabla durumu, tabla biçimi, tane tadı, tanelerin içerdikleri bileşikler ve tane kabuk kalınlığı gibi faktörler zarar oranını etkilemektedir. Bu nedenle kuş zararını tolere edebilen tablası aşağıya dönük çeşitler tercih edilmelidir. Öte yandan çeşidin adaptasyon kabiliyeti ve verim potansiyelinin yüksek olmasına dikkat edilmelidir. 

2.5. Gübreleme

 Toprak analizi, toprakta bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek ve yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan gübrelerin cinsini ve miktarını ortaya koymak amacıyla yapılır. Bu nedenle mümkünse ekimden önce toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gübreleme programı belirlenmelidir.
 Ayçiçeğinde azotlu gübreleme için toprak pH’sına bağlı olarak gübre seçimi yapılmalıdır. Tuzlu veya alkali topraklarda ekimle birlikte amonyum sülfat tercih edilmeli, nötr veya asit karakterli topraklarda ise üre veya amonyum nitrat kullanılmalıdır. Eğer toprak analizi yapılmamışsa kuru koşullarda 8 kg/da, sulu koşullarda 10 kg/da saf azot, 7-8 kg/da saf P2O5 verilebilir.  Alkali kökenli topraklarda kuru koşullarda 35-40 kg/da Amonyum Sülfat (%21), 15-20 kg/da Triple Süperfosfat (%43-46), asidik kökenli topraklarda 30-35 kg/da Kalsiyum Amonyum Nitrat (%26), 15-20 kg/da Triple Süperfosfat (%43-46) verilebilir. Azotlu gübrelerin yarısı ekimle birlikte, diğer yarısı da bitki 25-30 cm olduğunda ara çapa döneminde, fosforlu gübrenin tamamı ise ekimle birlikte verilmelidir.

2.6. Sulama

 Bölgemizde genellikle ayçiçeği tarımı kuru koşullarda yapılır. Ancak son yıllarda yaşanan dönemsel kuraklıklar veya yağış rejiminin düzensiz olması nedeniyle bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulanması gerekebilir. Bitkinin büyüme ucunun beş santimetre çapında bir tablaya dönüştüğü yıldız tabla döneminde bitki suya oldukça ihtiyaç duyar. Yıldız tabla oluşumundan yaklaşık 15 gün sonra gerçek çiçeklerin açmasıyla birlikte ikinci suyun verilmesi uygundur. Çiçeklenme başlangıcından yaklaşık 15 gün sonra ise tanede süt olum dönemi başlangıcında iken üçüncü su verilmelidir. Eğer sulama şansı tek ise çiçeklenme başlangıcında verilmesi önerilir.
 
2.7. Ekim Nöbeti

 Toprakta tek yönlü beslenmeyi engellemek ve üst üste yetiştirilen bitkilerin konukçularının çoğalmasını engellemek amacıyla mümkün mertebe farklı bitkilerle ekim nöbeti yapılmalıdır. Bölgemizde kuru tarım alanlarında ayçiçeği fiğ, buğday, arpa ile ekim nöbeti yapılabilir. Özellikle fiğden sonra ayçiçeği ekimi yapılması yabancı ot kontrolünde oldukça işe yaramaktadır.
2.8. Hasat

 Ayçiçeği, çeşidin erkencilik özelliğine ve iklim koşullarına bağlı olarak çiçeklenmeden 45 ile 60 gün sonra hasat olumuna gelir. Bitkilerin sap, yaprak ve tablaların tamamen kuruyup kahverengine dönüşmesi hasat zamanının geldiğini ifade eder. Hasat öncesi ayçiçeği tablalarındaki danelerin rutubeti % 9,5’i geçmemelidir. Hasat döneminde; çeşidin  tabla durumu, tabla biçimi, tane tadı, tanelerin içerdikleri bileşikler ve tane kabuk kalınlığına göre değişen oranda kuş zararı görülmektedir. Bu nedenle hasadın geciktirilmesi tane dökülmesine neden olmaktadır. Ayçiçeği hasadında biçerdöver kayıplarını azaltmak için biçerdöverin ön tablası ayarlı olmalı ve uygun yükseklikten zamanında hasat yapılmalıdır. Ürünün depolanmasında ise yığın yüksekliğine dikkat edilmeli ürün yığınının en fazla 1-1,5 m yüksekliğinde olmasına dikkat edilmelidir. 


Kaynaklar:

Soylu ve Şahin, Bitkisel Üretim Çiftçi Rehberi, Ayçiçeği Tarımı, Konya Şeker, Konya.
Süzer, S. Ayçiçeği Yetiştiriciliği, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Tarım ve Orman Bakanlığı.
Tan, Ş. Ayçiçeği Tarımı, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Tarım ve Orman Bakanlığı.
Tarım ürünleri Piyasaları Ayçiçeği Raporu /Temmuz 2020. Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ankara. 
Türkiye İstatistik Kurumu, Bitkisel Üretim İstatistikleri, 2020.



Buğday Tarımı

​BUĞDAY TARIMI

1.Buğdayın Önemi 

 Buğday, temel olarak insan ve hayvan beslenmesinde kullanılan bir tahıl ürünüdür.  Uygun besleme değeri, saklama ve işlenmesindeki kolaylıklar nedeniyle yaklaşık olarak 50 ülkenin temel besini durumundadır. Gerek dünyada ve gerekse ülkemizde farklı sebeplerle buğday üretiminin azalması ilgili sektörleri olumsuz etkilemekte ve ciddi fiyat dalgalanmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok ülke için buğday üretimi açısından yeterli olmak stratejik olarak oldukça önemlidir.
 Ülkemizde 2019 yılında yaklaşık 7 milyon ha alanda buğday ekimi yapılmış olup 19 milyon ton ürün elde edilmiştir. 2019 yılı verim değeri ise 278 kg/da olarak belirtilmiştir (FAO, 2019). 2020 yılında bir önceki yıla göre buğday üretimi %7,9 oranında artarak 20,5 milyon tona ulaşmıştır (TÜİK, 2020). 
 İşletmemizde yaklaşık 3000 da alanda tohumluk ve yemlik olarak buğday üretimi yapılmaktadır. 2020 yılında ortalama buğday verimi 620 kg/da’dır. Görüleceği üzere işletmemizde dekardan alınan buğday verimi, ülkemiz ortalamasına göre oldukça yüksektir.  

2. Buğday Yetiştiriciliği

2.1. İklim ve Toprak İstekleri

 Buğday bitkisi geniş adaptasyon yeteneğine sahip bir serin iklim tahılıdır. Özellikle gelişimin ilk dönemlerinde çimlenme ve kardeşlenme sırasında bitki için ideal sıcaklık 8-10 °C, nispi nem ise %60 civarında olmalıdır. Kardeşlenme ve sapa kalkma devresinde 10-15 °C sıcaklık ve %65 oranında nispi nem isteği bulunmaktadır. Başaklanma döneminin hemen öncesinde bağıl nemin yüksek olması buğday verimini olumlu yönde etkilemektedir.
 Buğday, taban ve kıraç toprakları değerlendirebilen çeşitlere sahiptir. Ancak su tutma kapasitesi yüksek killi, tınlı-killi, humusça zengin topraklardan yüksek verim alınmaktadır. 

2.2. Toprak İşleme ve Tarla Hazırlığı 

 Buğdayda yüksek verimin ön şartı homojen bir çıkışın gerçekleşmesidir. Bu da yüksek verimli ve kaliteli çeşit seçiminin yanında iyi bir tohum yatağının hazırlanmasından geçmektedir.
 Ön bitkinin hasat edilmesiyle birlikte toprak işlemeye başlanmalıdır. Tarlada ön bitkiden kalan sap artıkları diskaro ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.  Daha sonra yaylı tiller ile toprak işleme yapılmalı gerekirse ikileme ile tekrarlanmalıdır. Son olarak tırmık ve tapan çekilerek ekime hazır hale getirilmelidir.

2.3. Ekim

 Ülkemizde genellikle kışlık ekim yapılmaktadır. Ekim zamanı toprak sıcaklığına göre değişmekle birlikte bölgemiz için 15 Ekim-30 Kasım tarihleri arasındadır. Toprak sıcaklığı 8-10 ºC olduğu zamanda ekim yapılmalıdır. Ekim normu, bin tane ağırlığı ve tohumluğun biyolojik değeri (çimlenme ve sürme gücü-hızı) dikkate alınarak belirlenmelidir. Dekara atılacak tohum miktarı üzerine çeşidin kardeşlenme özelliği de etkili olup kullanılacak tohum miktarı 18-28 kg/da aralığında değişmektedir. Dekara atılacak tohumluk miktarı aşağıdaki şekilde hesaplanmaktadır.




 Ekim derinliği toprak nemine bağlı olarak değişebilir. Eğer toprak nemi yeterli ise 5-7 cm ekim derinliği uygundur. Ancak nemin yetersiz olduğu durumlarda tohum 10-12 cm derinliğe kadar bırakılabilir. Yüzeysel ekimlerde nem ve toprak örtüsü çimlenme için yeterli olmamaktadır. Özellikle taç kök gelişimi yüzeysel olmakta ve bitki yatmaya karşı hassaslaşmaktadır. Derin ekimde de zayıf fide gelişimi, zayıf bitki oluşumu kaçınılmazdır. Ekim derinliğini belirlemede toprak neminin yanında toprak sıcaklığı, bünyesi ve toprak yüzeyinin durumu da dikkate alınmalıdır.
 Ekim, serpme veya mibzer ile yapılmaktadır. Serpme ekim, elle ya da gübre dağıtıcısı ile yapılabilir. Ancak serpme ekimlerde tohum sarfiyatı arttığından ve homojen çıkış sağlanamadığından tercih edilmemelidir. Mibzerlerle ekimde üniversal (tek tohum sandıklı) kombine mibzerler (tohum ve gübre sandıklı) ve pnömatik (hava üflemeli) mibzerler kullanılmaktadır. Bölgemizde yaygın olarak mibzer ile ekim yapılmaktadır. Sıra arası mesafe genellikle 17-18 cm olarak belirlenir. İşletmemizde ekim için kombine ve pnömatik hububat mibzerleri kullanılmaktadır. 

2.4. Tohumluk

 Sertifikalı tohumluk kullanımı kaliteli ve verimli üretim için oldukça önemlidir. Bölgeye uygun, hububatta sıklıkla görülen sürme, pas, septorya yaprak lekesi, külleme ve kök boğazı çürüklüğü gibi hastalıklara dayanımı yüksek çeşitler tercih edilmelidir. Çeşit seçimi yapılırken, üretimi yapılacak çeşidin adaptasyon kabiliyeti ve verim potansiyelinin yüksek olmasına dikkat edilmelidir.

2.5. Gübreleme
 Toprak analizi, toprakta bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek ve yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan gübrelerin cinsini ve miktarını ortaya koymak amacıyla yapılır. Bu nedenle mümkünse ekimden önce toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gübreleme programı belirlenmelidir.
 Kışlık ekim yapılan buğdayda, çimlenmeden sonra uzunca bir süre gelişme yavaş olduğu için topraktan besin elementi alımı da azdır. Kardeşlenmeden başlayarak başak bağlama evresine değin buğdayda büyüme dönemi ile kıyaslandığında besin elementleri alımı çok daha fazladır.
 Buğday tarımında toprakta çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle fosforlu gübrelerin tamamı ekim öncesi veya ekimle birlikte toprağa uygulanmalıdır. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda 6 kg/da saf fosfor (P2O5) uygulanabilir. Triple Süperfosfat (%43 - %46 P2O5) gübresi sadece fosfor içermesi yönünden kullanılabilir. Ancak özellikle fosforlu gübrelerin toprakta kaybı söz konusu olmadığından toprak analizi yapılarak fosforlu gübreye ihtiyaç olup olmadığı belirlenmeli ve ihtiyaç halinde kullanılmalıdır.
 Buğday bitkisinin azot alımında, kardeşlenme ve başak oluşturma dönemlerinde olmak üzere iki pik noktası bulunmaktadır. Bitkiler tarafından çimlenmeden kardeşlenme dönemine kadar toplam azotun %13’ü alınır. Kardeşlenme başlangıcından başak oluşturma dönemine kadar azot alımı hızla artar ve toplam azotun %55’i bu evrede alınır. Başak oluşturma evresinden olgunluk evresine kadar ise toplam azotun %32’si alınır. Bunun yanında azotlu gübreler toprakta çok hareketlidir. Fazla yağışlarla ve sulama suyu ile yıkanarak veya gaz halinde kayıplara uğrayabilirler. Her iki açıdan düşünüldüğünde azotlu gübrelerin sezon boyunca ikiye veya üçe bölünerek verilmesi uygundur. Saf halde verilecek toplam azotun 1/3’ü ekimle birlikte, 1/3’ü Şubat sonu Mart başında, kalan 1/3’ü ise Mart sonu Nisan başında verilmelidir. Toprak analizi yapılmamış ise toplamda 12 kg/da saf azot uygulanabilir. Alkali topraklarda Amonyum Sülfat (%21 N), nötr veya asidik karakterli topraklarda Üre (%46 N) ekimle birlikte, Amonyum nitrat (%33 N) veya Kalsiyum Amonyum Nitrat (%26 N) gübresi ilkbahar uygulamalarında tercih edilebilir.
Genellikle ülkemiz toprakları potasyum miktarı açısından zengin olduğundan toprak analizleri sonucu tavsiye edilmedikçe potasyumlu gübre kullanılmamalıdır. Eğer gerekiyorsa ekim öncesi Potasyum Sülfat (%50 K2O) gübresi kullanılabilir.

2.6. Sulama

 Bölgemizde genellikle kışlık olarak ekilen buğdayda kuru tarım yapılır. Ancak son yıllarda yaşanan dönemsel kuraklıklar veya yağış rejiminin düzensiz olması nedeniyle bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulanması gerekebilir. Buğday bitkisinde özellikle başak taslağının oluştuğu sapa kalkma döneminde su ihtiyacı giderek artar. Başaklanma döneminde ise su ihtiyacı maksimuma ulaşır. Bu nedenle bölgemizde 15 Mart-30 Mayıs tarihleri arasında yaşanabilecek kuraklıklarda kritik dönemleri atlatmak için sulama önerilir.

2.7. Ekim Nöbeti

 Toprakta tek yönlü beslenmeyi engellemek ve üst üste yetiştirilen bitkilerin konukçularının çoğalmasını engellemek amacıyla mümkün mertebe farklı bitkilerle ekim nöbeti yapılmalıdır. Bölgemizde kuru tarım alanlarında ayçiçeği, fiğ, yem bezelyesi gibi tek yıllık baklagiller ile ekim nöbeti yapılabilir. İşletmemizde yabancı ot problemini kontrol altına almak için özellikle fiğ hasadından sonra yağlık ayçiçeği ekimi yapılmakta, ayçiçeği hasadından sonra ise buğday veya arpa ekimi yapılarak üçlü münavebe sistemi uygulanmaktadır.
2.8. Hasat

 Buğdayda hasat zamanını tanedeki nem oranı belirler. Tanedeki nem oranı % 13-15 aralığında iken biçerdöver ile hasat gerçekleştirilmelidir. Üründe tane dökümü nedeniyle verim kaybı yaşanmaması için hasat geciktirilmemelidir.

Kaynaklar:

Food and Agriculture Organization Corporate Statistical Database, 2019.
Hububat Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ankara, 2020.
Kaçar, B. Ve Katkat, V. 1999. Gübreler ve Gübreleme Tekniği, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı, Bursa. S:397-404.
Özberk, İ. ve Özberk, F., 2009. Serin İklim Tahılları Ders Notları, Harran Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü, 110-123.
Süzer, S., 1992. Buğday Tarımında Yüksek Verim Almanın Yolları. Marmara’ da Tarım. Sayı:51: 5–7. 
Süzer, S., 1994. Buğday Tarımında Gübrelemenin Önemi İle Bitki Besin Maddelerinin Noksanlıklarının Belirtileri. Marmara’ da Tarım. Sayı:59:42–44.
Süzer, S., Buğday Tarımı, Yetiştirme Tekniği Bölümü,  Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Tekirdağ.
Toprak Mahsülleri Ofisi Genel Müdürlüğü, 2019 Yılı Hububat Sektör Raporu, Ankara.
Türkiye İstatistik Kurumu, Bitkisel Üretim İstatistikleri, 2020.
Ulusal Hububat Konseyi, 2020-2021 Yılı Buğday Değerlendirme Raporu, Ankara.



Macar Fiği Tarımı
MACAR FİĞİ TARIMI

1. Macar Fiğinin Önemi 

 Fiğ, tarımının kıraç alanlarda yapılabilmesi ve besin değeri yüksek yem elde edilmesi nedeniyle hayvan beslemede çok tercih edilir. Bitki gövdelerinin ince ve bol yapraklı olması hayvanlar tarafından severek tüketilmelerini sağlar. Kaba yem temini için yaş veya kuru ot olarak iyi kaynaklardır. Türlere göre değişmekle birlikte fiğ kuru otunda %12-20 arasında protein bulunmaktadır. Dolayısıyla fiğ tarımı, kaliteli ve ucuz kaba yem temini için oldukça avantajlıdır. Bunun yanında taneleri de protein ve enerji bakımından oldukça zengin olduğundan kesif yem olarak kullanılırlar. 
 Fiğ türlerinin genellikle tek yıllık olması, buğday, arpa, pamuk, pancar, patates veya ayçiçeği gibi bitkiler ile ekim nöbetine girmesine olanak sağlar. Ön bitki olarak fiğ ekilen tarlalarda bitkinin suyu ekonomik kullanması ve kendisinden sonra ekilen bitkiye azot fiksasyonu yardımıyla doğal olarak azotlu gübre bırakması yetiştiriciler açısından oldukça avantajlı bir durumdur. 
 Fiğ bitkileri organik maddece fakir olan toprakların ıslahında yeşil gübre bitkisi olarak kullanılmaktadır. Bitkilerin çiçeklenme döneminde sürülüp toprağa karıştırılması, toprağın organik madde miktarını arttırır ve yapısını iyileştirir.
 Ülkemizde 2019 yılında yaklaşık 21 milyon da alanda yem bitkileri ekimi yapılmış olup yaklaşık %18.5’i fiğ (adi, macar ve diğer) tarım alanlarına ayrılmıştır (TÜİK, 2019). İşletmemizde yaklaşık 3500 da alanda tahıllarla karışık macar fiği ekimi yapılmaktadır. 2020 yılında ortalama fiğ kuru ot verimi 576 kg/da olarak kaydedilmiştir. 

2. Macar Fiği Yetiştiriciliği

2.1. İklim ve Toprak İstekleri
 Fiğler en iyi gelişmelerini serin iklimlerde yaparlar. Bu nedenle bölgemiz de dahil olmak üzere kışları ılıman geçen bölgelerde kışlık olarak ekilir ve gelişmelerini sonbahar, kış ve ilkbaharda gerçekleştirerek geç ilkbahar veya yaz başında olgunlaşırlar. Genel anlamda fiğlerin kurağa dayanımı yüksek olmakla birlikte uygun dönemde alınan yağışlar ot verimine önemli ölçüde etki eder. 
 Macar fiğinin son yıllarda ülkemizde ekimi hızla yayılmaktadır. Yerli fiğe göre daha yüksek ot verimine sahip olması, soğuklara dayanıklı olması ve aynı zamanda ağır, killi ve ıslak topraklarda yetişebilmesi nedeniyle işletmemizde de macar fiği tercih edilmektedir. 
 Genel anlamda fiğlerin toprak seçiciliği yoktur. Ancak derin, kalkerli, killi topraklarda daha yüksek verim elde edilir. Kumlu topraklar fiğ tarımı için pek uygun değildir. Toprağın su tutma kapasitesinin yüksek olması beklenir. Fakir ve kumlu topraklarda tüylü fiğ, ağır ve ıslak topraklarda ise macar fiğinin yetiştirilmesi daha kolaydır. Fiğ türleri toprak asitliliğine diğer baklagillere göre daha dayanıklıdır. 
2.2. Toprak İşleme ve Tarla Hazırlığı 
 Fiğ tohumlarının büyük olması gerekçesiyle yonca kadar çok iyi hazırlanmış bir tohum yatağına ihtiyaç duyulmaz. Ön bitkinin hasat edilmesiyle birlikte ön bitkiden kalan sap artıkları diskaro ile parçalanarak toprağa karıştırılmalıdır.  Yabancı ot durumuna göre yaylı tiller ile toprak işleme yapılmalıdır. Daha sonra tırmık ve tapan çekilerek ekime hazır hale getirilmelidir.

2.3. Ekim

 Fiğ tarımının en önemli sorunu, bitki saplarının ince olmasından dolayı yatma meydana gelmesidir. Yatma sonucunda alttaki yapraklarda sararma, çürüme ve dökülme olmaktadır. Yatan bitkileri biçmek zorlaşmakta, verim ve kalite kayıpları yaşanmaktadır. Bu nedenle fiğlerdeki yatmayı önlemek için arpa, buğday veya yulaf gibi bir tahıl türü ile karışık ekim yapmak çok önemlidir. Böylece fiğler tahıllara tutunarak dik gelişebilirler. Ancak tahılların otu daha selülozik bir yapıda olduğundan fiğ otunun besleme değerini düşürür. Bu nedenle tohumluğun karışımdaki oranına dikkat etmek gerekir. Tahıl mibzeri ile ekimlerde tohumların karıştırılarak ekilmesi zor olduğundan tahılın ekim öncesi tarlaya serpilmesi, ardından mibzerle fiğ ekiminin yapılması daha uygundur.
 Macar fiği bölgemizde Eylül başından Kasım ayına kadar ekilebilir. Macar fiği yalnız ekildiği zaman dekara 8-10 kg tohumluk kullanılmalıdır. Ot almak amacıyla ekimler mibzer ile yaklaşık 18-20 cm sıra aralığında yapılmalıdır.  Ekim derinliği ağır topraklarda 2-4 cm, hafif topraklarda 4-6 cm derinlikte olmalıdır. Özellikle kabarık topraklarda ekimden sonra tohum yatağının merdane geçirilerek bastırılması faydalıdır. Tohum yalnız ekildiği gibi tahıllarla karışık olarak da ekilebilir. Karışım ekimde ot almak için dekara 6 kg macar fiği + 4-6 kg tahıl (arpa, buğday, kışlık yulaf) tohumu atılmalıdır. Tohum üretimi yapılacaksa 6-8 kg/da macar fiği tohumu atılmalıdır. Sıra arası mesafe arttırılarak 35-50 cm olmalıdır. 

2.4. Tohumluk

 Sertifikalı tohumluk kullanımı kaliteli ve verimli üretim için oldukça önemlidir. İşletmemizde sertifikalı tohumlar kullanılarak macar fiği ve yulaf ile karışık ekim yapılmaktadır. 

2.5. Gübreleme

 Toprak analizi, toprakta bulunan bitki besin maddesi miktarlarını tespit etmek ve yetiştirilecek bitkilerin ihtiyacı olan gübrelerin cinsini ve miktarını ortaya koymak amacıyla yapılır. Bu nedenle mümkünse ekimden önce toprak analizi yaptırılmalı ve analiz sonuçlarına göre gübreleme programı belirlenmelidir.
 Fiğ yetiştiriciliğinde fazla azotlu gübrelemeden özellikle kaçınmak gerekir. Baklagil yem bitkilerinde fazla azotlu gübreleme, bitkinin toprağa azot fikse etmesini engeller ve bitkide yatmaya neden olur. Fosfor ise kök gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle ot için yetiştirilen fiğlere kuru tarım alanlarında ekimle birlikte 10-15 kg DAP (%18 N, %46 P2O5) gübresi tavsiye edilir. Sulu tarım şartlarında yapılan ekimlerde gübre miktarı biraz daha arttırılabilir.

2.6. Sulama

 Bölgemizde genellikle kışlık olarak ekilen macar fiğinde kuru tarım yapılır. Ancak son yıllarda yaşanan dönemsel kuraklıklar veya yağış rejiminin düzensiz olması nedeniyle bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulanması gerekebilir. Bitkilerin mavimtırak bir görünüm alması su stresi yaşadığına işaret eder. Bu durumlarda bitkilerin yatmasına neden olmamak için mümkünse yağmurlama sulama yapılmalıdır.

2.7. Ekim Nöbeti

 Macar fiği özellikle tahıllar için çok iyi bir ön bitkidir. Biyolojik azot fiksasyonu yapması nedeniyle kendisinden sonra gelen tahılın verimini arttırır. Bunun yanında pamuk, pancar, patates veya ayçiçeği gibi bitkiler ile ekim nöbetine girebilirler.
2.8. Hasat

 Macar fiği tek başına ekilmişse, bitkilerin alt kısımlarındaki baklaların tam olarak dolduğu dönemde ot için hasat edilmelidir. Bu dönemde bitkinin üst kısımlarında çiçeklenme devam etmektedir. Eğer tahıllarla karışık ekim yapılmışsa tahılın süt olum devresinde biçilmesi uygundur. Macar fiğinde olgunlaşan baklalar kolayca açıldığı için tohum dökme oranı yüksektir. Bu nedenle tohum hasadı yapılacaksa geç kalınmamalıdır. Bitkilerdeki alt baklaların kahverengi renk alıp açılmaya hazır olduğu devrede tohum için hasat yapılmalıdır.


Kaynaklar:

Tan, M. Fiğ Tarımı Ders Notları, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Atatürk Üniversitesi, Erzurum.
Tan, M. Macar Fiği Tarımı Ders Notları, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Atatürk Üniversitesi, Erzurum.
Özkan, U., 2020. Türkiye Yem Bitkileri Tarımına Karşılaştırmalı Genel Bakış ve Değerlendirme, Türk Ziraat Mühendisliği Araştırmaları Dergisi, 1:29-43.
Macar Fiği Yetiştiriciliği. Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Çiftçi Broşürleri, İstanbul.



Sözleşmeli Tohumluk Üretimi
SÖZLEŞMELİ TOHUMLUK ÜRETİMİ

 Bitkisel üretimin en önemli temel girdisi tohumluktur. Bitkilerin verim ve kalitelerinin potansiyeli tohumun genetik yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Aslında bitkisel üretimde sulama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi uygulamaların tümü tohumda var olan genetik ve fizyolojik potansiyelin ortaya çıkarılmasına olanak sağlamak içindir. Kuşkusuz amaçlanan verim ve kaliteye ulaşmak için iyi bir toprak hazırlığı, tekniğe uygun ekim, toprak ve bitki yapısına uygun gübreleme, yabancı otlar, hastalık ve zararlılarla zamanında mücadele çok önemlidir. Ancak sağlıklı bir üretimin ilk şartı; bölgeye adapte olmuş, hastalık ve zararlılara dayanıklı, verimli, kaliteli ve temiz tohumluk kullanmaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde; genetik, biyolojik ve fiziksel değeri en yüksek düzeyde, çeşit safiyetini muhafaza ve devam ettiren kademeli tohumluk üretiminin gerçekleştirilmesi ve tohumluğun çiftçiye ulaşmasının sağlanması önem arz etmektedir.
 Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından “Tohumluk Üreticisi” yetkisi almış kamu veya özel sektör kuruluşları, “Tohum Yetiştiricisi” olan gerçek veya tüzel kişilerle sözleşmeli üretim modeli ile tohumluk üretimi gerçekleştirmektedir. Kurumumuzda 2013 yılından bu yana yaklaşık 5000 da alanda “Tohum Yetiştiricisi” sıfatıyla arpa ve buğday tohumluğu üretimi yapılmaktadır. Her yıl Eylül ayında kurumumuza ait web sayfasında sözleşmeli tohumluk üretimine davet ilanı yayımlanmakta ve teklif veren tohumluk üreticisi firmalar kurumumuz Fen Heyeti Kurulu tarafından değerlendirilmektedir. Tarafların uygun görmesi halinde o yıla ait üretim sözleşmesi imzalanmakta ve tohumluk üretimi yapılmaktadır. 

Aşağıda tohumlukla ilgili bazı teknik terimlerin tanımları ve sertifikalı tohumluk üretim süreci yer almaktadır.

Tohumluk: Bitkilerin çoğaltımı için kullanılan tohum, yumru, fide, fidan, çelik gibi generatif ve vegetatif bitki kısımlarını,
Elit tohumluk: Çeşit safiyetini muhafaza ve devam ettiren doğrudan doğruya ıslahçı tarafından kontrol edilen, orijinal tohumluğun başlangıcı ve diğer sertifikalı tohumlukların kaynağını teşkil eden tohumluktur. Islahçının kontrolü altında üretilir. Orijinal tohumlukların başlangıcıdır.
Orijinal tohumluk: Islahçı materyalinden, elit tohumluktan veya kendisinden elde edilen, çeşit safiyetini ve sağlığını devam ettiren, araştırma, ıslah ve deneme kuruluşlarında veya bu kuruluşların denetimi altında yetiştirilen tohumluğu, 
Sertifikalı tohumluk: Orijinal tohumluk veya kendisinden elde edilen, çeşit safiyetini ve sağlığını devam ettiren tohumluğu,
Tohumluk kademesi: Herhangi bir sınıfta tohumluğun yıl olarak üretilme süresini,
Tohumluk üreticisi: Tohumlukları üreten ve/veya tohumluk yetiştiricilerine sözleşmeli olarak ürettiren ve/veya ithal eden, işleyen, satışa hazırlayan ve dağıtan gerçek veya tüzel kişileri,
Tohumluk yetiştiricisi: Sözleşmeli olarak tohumluk üreticileri adına üretim yapan gerçek veya tüzel kişileri, 
Tohumluk sertifikasyonu: Tohumlukların tarla ve laboratuvar kontrolleri sonucunda genetik, fiziksel, biyolojik ve sağlıkla ilgili değerlerinin standartlara uygunluğunun tespit edilmesi ve bunun belgelendirilmesi işlemini ifade eder.

Sertifikalı tohumluk üretim süreci ve tohum yetiştiricilerinin dikkat etmesi gereken hususlar aşağıda özetlenmiştir.

1. “Tohumluk Yetiştiricisi” bulunduğu bölgedeki Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri’ne belirlenen müracaat tarihleri içerisinde ekimi yapılacak çeşitleri ve tohumluk ekilecek parselleri bildirmekle ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt yaptırmakla sorumludur.

2. Tohumluk Beyannamesi “Tohumluk Üreticisi” tarafından ekilen tohumluğa ait sertifikanın aslı, çeşide veya ebeveynlere ait özellik belgeleri ve üretim tarlalarını gösteren krokiler ile birlikte Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri’ne teslim edilir. “Tohumluk Üreticisi” bulunduğu bölgedeki Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri’ne ilgili tarihe kadar (bölgemiz için 1 Nisan) başvurmalıdır.
 
Çizelge 1. Tarla kontrolleri için son beyanname tarihi

3. “Tohumluk Yetiştiricisi” 18/2/2020 tarih ve 31043 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Tahıl Tohumu Sertifikasyonu ve Pazarlaması Yönetmeliği”’ne uygun şekilde ekim yapmalıdır. Farklı sınıflara ait tohumlukların ekiminde izolasyon mesafelerine uyulması gerekmektedir. Aynı zamanda çeşit karışıklığına neden olmamak için daha önceden ekilen ön bitkiye dikkat edilmelidir. Bu şartlardan birine veya her ikisine uyulmadığı tespit edilirse daha sonra düzenlenecek olan tarla raporunda “Hiçbir Tohumluk Sınıfına Giremez” olarak belirtilir. Aşağıda uyulması gereken izolasyon mesafeleri ve ön bitki şartları yer almaktadır.


Çizelge 2 Serin iklim tahıllarında izolasyon mesafeleri

 
Çizelge 3. Ön bitki şartı

4. Tohumluk üretiminde en önemli aşamalardan biri tarla kontrolleridir. Tarla kontrolü yaptırmak isteyen tohumluk üreticisi, tarla kontrol zamanını bir hafta önceden ilgili kuruluşa bildirmek zorundadır.

 Tarla kontrolü, Bakanlıkça yetkilendirilen kontrolörler tarafından yapılır. Konroller Arpada süt olum, buğdayda sarı olum devresinde yapılır. Tarla Kontrolleri yapılmadan önce mutlaka tarladan diğer tür ve çeşitlere ait bitkilerin temizlenmesi gerekir. Başaklanma döneminde başlayan, diğer tür ve çeşitler, diğer cins hububat, zararlı yabancı otlar, hastalıklı başaklar ya da bitkilerin tarladan uzaklaştırılması işlemi hasattan önce tamamlanmalıdır. Özellikle olgunlaşma dönemine yakın yabancı başak temizleme yapılırken çalışanların kökten kopardıkları bitkileri önlüklerine koyup, bir yerde topladıktan sonra, bulaşmayı önleyecek bir mesafeye bırakmaları gerekmektedir. Koparılan yabancıların tekrar tarla içerisine atılması muhakkak engellenmelidir. Aksi takdirde biçerdöver dolabı yere atılan bitkileri içine alıp hasat ederek tohumluk olacak ürüne karıştırmaktadır. Makasla ya da bıçakla başak sapından kesilen yabancı bitkiler ise kardeşlenmeden dolayı ileriki dönemlerde alt kardeşlerden tekrar başaklar oluşturacağı için yabancı başak temizliği boyunca harcanan zaman ve emek boşa gitmiş olacaktır. 

 
Çizelge 4. Türlere göre tarla standartları

 Tarla kontrolü esnasında tohumluğun olması gereken sınıfa girmesini engelleyen hususların tarlada yetiştirici tarafından giderilmesi mümkün ise yetiştiriciye “ihbarname” verilir. İhbarnamede belirtilen hususların yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmek üzere ihbarnamede belirtilen tarihte yeniden gidilerek ikinci kez tarla kontrolü yapılır.

5.Tarla kontrolünün tamamlanmasından sonra kontrolör, beyanname bilgileri ve tarla kontrol standartlarını göz önünde bulundurarak tarla kontrol raporunu düzenler.

6.Eksperler tarafından usulüne uygun şekilde tohumluk numunesi alınır ve numune o tohumluğun sertifika alması için gerekli analiz ve testlere tabi tutulmak üzere Sertifikasyon Kuruluşlarına gönderilir.

7.Tohumlukların laboratuvar analizleri Bakanlıkça görevlendirilen veya yetki verilen tohumluk sertifikasyon kuruluşları tarafından yapılır.  Tohumluk Sertifikasyonu Uygulama Esasları Hakkındaki Talimata göre türler için belirlenen standart ve büyük oranda ISTA metotlarına göre laboratuvar analizleri TTSM ve beş bölgesel sertifikasyon laboratuvarı tarafından analizler yürütülmektedir.


Çizelge 5. Buğday, arpa, yulaf, çavdar ve tritikale için laboratuvar analiz standartları

 Tohumluk sertifikasyon kuruluşları, sertifika veya rapor düzenlenmesi amacıyla gönderilen tohumluk numunelerinde gerekli laboratuvar analizlerini yaparak sertifika veya rapor düzenler.
 
8.Tohumlukların tarla ve laboratuvar kontrolleri sonucunda genetik, fiziksel, biyolojik ve sağlıkla ilgili değerlerinin standartlara uygunluğunun tespit edilmesi ve bunun belgelendirilmesi ile sertifikasyon süreci tamamlanır. Etiketler, TTSM veya Bakanlık tarafından yetki verilen kuruluştan temin edilir. Tohumluklar sınıflara göre renkli etiketlere ayrılmaktadır.
 
Çizelge 6. Tohumluk etiket ve sınıfları

Kaynaklar:

Karahan, S., 2009.Tohumluk Üretimi El Kitabı, Pankobirlik, Ankara.
Kayaçetin, F. 2006. Buğday (Triticum aestivum L.) ve Arpa (Hordeum vulgare L.)’da  Tohumluk Üretimi, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü, Ankara.
Tahıl Tohumu Sertifikasyonu ve Pazarlaması Yönetmeliği  (18/2/2020 tarih ve 31043 sayılı Resmi Gazete)
Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği (15/05/ 2009 tarih ve 27229 sayılı Resmi Gazete)






E-HİZMETLER

Gübre Takip Sistemi

Gübre Takip Sistemi

Tarım Tv

Tarım Tv

III. Tarım Orman Şurası

III. Tarım Orman Şurası

Alo 180

Alo 180

Geleceğe Nefes

Geleceğe Nefes

Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık

Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık

TARYAT

TARYAT

Genç Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi

Genç Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi

Kulak Küpe Sorgulama

Kulak Küpe Sorgulama

Hayvan Bilgi Sistemi

Hayvan Bilgi Sistemi

Tarım Orman Bülteni

Tarım Orman Bülteni

Türk Tarım Orman Dergisi

Türk Tarım Orman Dergisi

Dijital Tarım Pazarı

Dijital Tarım Pazarı

Atık Sularda Covid-19 Yayılımı Takibi

Atık Sularda Covid-19 Yayılımı Takibi

Türkiye Arıcılık Haritası

Türkiye Arıcılık Haritası

İLETİŞİM

    Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
  • Adres : Gönen Yolu 7. km Bandırma/BALIKESİR

  • Telefon : 0266 738 00 80 - 81

  • Faks : 0266 738 00 86

  • E-Posta : koyunculuk@tarimorman.gov.tr

Android
IOS

HIZLI MENÜ

  • Kullanıcı Girişi
  • Biyogüvenlik
  • e-Kütüphane
  • e-İmza Servisi
  • Intranet
  • Hizmet İçi Eğitim
  • Bakanlık e-Posta
  • Arabuluculuk
YUKARI ​